Abstract:
2001 yılında Anayasanın 36. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasal bir hak
haline gelen adil yargılanma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ülkemiz
hakkındaki mahkumiyetlerin büyük bir çoğunluğunu oluşturması nedeniyle gerek ulusal
gerekse uluslararası alanda gündemi meşgul eden önemli bir konudur.
Magna Carta’dan günümüze kadar en temel insan haklarından biri olarak
uluslararası bildiriler, uluslararası sözleşmeler, Anayasalar ve yasalara konu olan adil
yargılanma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde gerçek anlamda ifadesini
bulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil
yargılanma hakkı, yargılamanın hakkaniyete uygun ve adil bir biçimde yerine getirilmesini
amaçlamaktadır.
Hukuk devletinin temel unsuru oluşturan ve sözleşmeye taraf ülkelerinin ortak
mirasının bir parçası olarak adil yargılanma hakkı, AİHS’de düzenlenen diğer hakların
korunabilmesi açısından da sözleşme sisteminde merkezi bir rol oynamaktadır.
Çalışmamızın amacı, bütün yargılama sistemini ve uygulayıcıları ilgilendiren adil
yargılanma hakkının tarihsel gelişim sürecini, AİHS’in 6.maddesi ve AİHM içtihatları
ışığında adil yargılanma hakkının kapsamı, uygulama alanı ve unsurlarını incelemek
suretiyle, bu hakkı daha anlaşılır kılmaktır.
Sonuç olarak, adil yargılanma hakkının etkinliğinin sağlanması için yargılama
faaliyetinin temel aktörleri olan yargıç, savcı ve avukatlar ile adaletin uygulanmasında
görev alan diğer yardımcı personelin adil yargılanma hakkını lafzen değil içselleştirilerek
ruhen benimsemeleri ve bu kapsamda adil yargılanma hakkını Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi içtihatları çerçevesinde yorumlayarak uygulamaları gerekmektedir.