Bu çalışma Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Savaşı
esnasında İtilaf devletleri askeri güçlerinin Çanakkale Boğazının Trakya ve
Anadolu kısımlarında kalan topraklarında bulunan askeri nitelik taşımayan
mimari yapılar üzerinde yaptığı tahribatın boyutlarını irdelemeyi amaçlar.
Savaş ve uyuşmazlık zamanlarında kimlik, inanç ve ortak hafıza gibi milli
kimliği temsil eden kültür varlıkları veya sivil ve mimari öğeler düşman
güçler tarafından çoğu zaman hep bilerek hedef alındığı durumlar olmuştur.
Kale ve benzeri askeri yapılar savaş zamanında canlı hedefler olduğundan
dolayı savaş gemileri ve uçakların her zaman hedefleri doğru bir şekilde
vuramadığından dolayı söz konusu askeri yapılar etrafında bulunan
yapılara kasti olmayan hasarlar da verilmiş olduğu durumlar vardır. Ancak,
1915 yılına ait bazı tarihi Osmanlı belgeleri Çanakkale Savaşı sırasında
İtilaf devletlerinin havadan veya denizden yaptığı bombardımanlar
sonucu bazı askeri karakteri olmayan Osmanlı kültür varlıklarının belirli
oranda tahrip olduğu ve hatta bu tahribatların bazılarının gereksiz yere
bilinçli olarak yapıldığı dikkat çeker. Bunun sonucu olarak Çanakkale
Savaşı sırasında ve hemen öncesinde askeri yapıları barındıran ve
Çanakkale Boğazı’nın güney kıyısı yerleşimlerinden Çanakkale (Çanak,
Kale-i Sultaniye), Erenköy ve Kumkale gibi yerleşimler yanında Gelibolu
Yarımadası’nda bulunan Seddülbahir ve Bolayır konumları gereği sivil
ve dini mimarilerinde tahribat yaşamışlardır. Gelibolu Yarımadası
bünyesinde stratejik konumlarda bulunan Maydos ve Krtihia köyleri de
İtilaf devletlerinin hedef haline geldiğinden buralarda bulunan bazı sivil
ve dini mimari yapılarda tahribat yaşanmıştır. Osmanlı kültür mirasının
korunmasına yönelik Türklerce alınan bazı önlemlerin de olması da bu
bağlamda dikkat çekici bir durumdur. Tarihi belgelerin fotoğrafik belgeler
ışığında irdelenmesi İtilaf Devletleri güçlerinin iyi hesaplanmamış olan
ve askeri nitelikte olmayan bir çok yapıda tahribata neden olan deniz ve
hava saldırılarının Çanakkale Savaşı sırasında insaniyete ve imza atılan uluslararası antlaşmalara aykırı bir biçimde ölçülerin ötesine geçtiğini
düşündürür.
This paper aims to evaluate the extent of damage caused to
Ottoman cultural properties by the Allied forces during the Gallipoli
Campaign, which took place during the First World War both on
the Thracian and Asian sides of the Dardanelles. In times of war
or armed conflict, cultural properties representing the identity,
faith, and shared values that help to reinforce a sense of national
identity often become inadvertent targets by opposing forces. There
might have been cases in which Ottoman cultural properties located
around military such as fortresses and artilleries that were viable
targets in wartime were damaged unintentionally. However, certain
Ottoman historical sources dating to 1915 seemingly attest to
deliberate destruction of Ottoman buildings of non-military
character by bombardments from the battleships and aircraft of the
Allied Forces. As a result, certain Ottoman civilian and religious
structures located around the military installations at Çanakkale
(Chanak, Kale-i Sultaniye), Erenköy, and Kumkale on the southern
shores of the Dardanelles as well as Seddülbahir and Bolayır on
the Gallipoli Peninsula witnessed damage because of their location.
Such villages as Maydos and Krithia located at strategic locations in
the Gallipoli Peninsula also became targets of the Allied forces. This
paper in this context aims to determine the degree to which Ottoman
cultural properties were affected by direct and indirect gun-fire and
bombardment during the Gallipoli Campaign. In addition, several
examples of Turkish efforts to protect the cultural properties from
being harmed by bombardment from the Anglo-French Allies are
also briefly outlined here. The evaluation of historical sources in
relation to photographic data demonstrates that the naval and aerial
assaults resulting in the damage to the Ottoman cultural properties
were beyond the limits during the Gallipoli Campaign, which could
not be explained in human terms and international conventions.