Değişen Güvenlik Algılamaları Ve Türk Savunma Konsepti: Abd- Türkiye İlişkileri Çerçevesinde Bir Değerlendirme
Künye
Özdemir, G. (2021). Değişen Güvenlik Algılamaları Ve Türk Savunma Konsepti: Abd- Türkiye İlişkileri Çerçevesinde Bir Değerlendirme. Management and Political Sciences Review , 2 (2) , 130-158Özet
Giderek daha fazla militarize hale gelen Ortadoğu ve tırmanan gerilimleriyle Doğu Akdeniz, Türkiye’nin güvenlik ve dış politik gündemini yakından ilgilendiren konular olmaya devam etmekteyken, NATO üyeliği ve ABD ile olan müttefiklik ilişkilerinin yaşadığı krizler Türkiye için sorgulanmaya devam eden meseleler olarak kalmaktadır. Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarının korunması ve Suriye’de PKK uzantısı yapılanmaların tasfiyesi gibi öncelikli meseleler Türkiye’nin güvenlik politikalarını askeri aktivizm ve milli savunma sanayisinin geliştirilmesi gibi iki sütunda kurmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin kendi güvenliğini sağlama noktasında gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlar ile Suriye’deki terör yapılanmaları olarak değerlendirdiği oluşumları temizleme çabaları, Rusya’dan aldığı S400 hava savunma sistemleri ve geliştirdiği geniş çapta ticari ve enerji işbirliği yönelimleri Türkiye’nin otonom bir dış politika üreteceğine dair göstergeler olarak sıralanmaktadır. Türkiye’nin izlediği dış politika çizgisinde ABD gibi müttefikiyle zaman zaman karşı karşıya gelişi, izlenen stratejinin tepkisel mi yoksa bilinçli bir tercihin ürünü mü olduğu sorusunu akla getirmektedir. Her fırsatta NATO’ya olan bağlılığını ifade eden Türkiye’nin ulusal güvenliğine ilişkin olarak herhangi bir risk ortamının oluşmasına izin vermeyeceği aşikar olup, Türkiye politik tavrını uluslararası ortamda daima net bir şekilde ortaya koymakta ve dış politika icrasında etki sağlayacak askeri gücünü artırmaya yönelik projeleri hayata geçirmektedir. While the increasingly militarized Middle East and Eastern Mediterranean with its escalating tensions has continued to become a topic closely related to Turkey’s security and foreign political agenda, NATO and the crisis in the alliance where relations with the US remain as a matter continued to be questioned for Turkey. Priority issues such as the protection of sovereign rights in the Eastern Mediterranean and the elimination of PKK extension structures in Syria requires to install Turkey's security policy in two columns such as military activism and the development of the national defense industry. Clearing terrorist elements in Syria through cross-border operations to ensure its own security and wide-ranging commercial and energy cooperation orientations developed with S400 air defense systems from Russia are listed as indicators of Turkey’s producing an autonomous foreign policy. Turkey’s confrontation with its ally like the USA from time to time in the line with its foreign policy, raises the question of whether the strategy followed is reactive or the product of a conscious choice. It is obvious that Turkey, expressing its commitment to NATO at every opportunity, will not allow any risk environment regarding its national security to occur and also Turkey's attitude in the international political environment at every opportunity clearly reveals and realizes projects to increase military power that will have an impact on foreign policy execution.
Bağlantı
https://dergipark.org.tr/tr/pub/mpsr/issue/60022/838792https://hdl.handle.net/20.500.12428/3349
Koleksiyonlar
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: