Speaking Anxiety of Freshmen and Senior Prospective ELT Teachers

Abstract

Rapid developments in technology around the globe brought people closer which promoted English as a common language and created a need for adaptation to the requirements of the new world. However, affective factors, along with many others, seem to hinder the efforts to learn and speak a new language. Anxiety, as one of these affective factors, has an important role in the language learning process. Most of the research on language learning anxiety investigated language learners; however, prospective teachers’ speaking anxiety is rarely studied. Thus, the present study aims to investigate speaking anxiety levels of prospective ELT teachers at a state university in Turkey. Designed as a sequential mixed method research, both quantitative and qualitative data were collected from freshmen and senior prospective teachers. The quantitative data was collected via a questionnaire from 117 participants, 10 of which were interviewed afterwards. Dual and multiple comparisons were made to analyse the numerical data. The qualitative data was analysed via content analysis. The results showed that prospective ELT teachers had a moderate level of speaking anxiety, freshmen having higher level of anxiety. There were significant differences between female and male prospective teachers as well as the type of high schools’ prospective teachers graduated from. It was also found that proficiency levels had a significant effect on the level of speaking anxiety and there was a negative correlation between them. The interview results revealed the causes of speaking anxiety from the perspective of prospective teachers. The study has implications for teacher trainers and trainees, not only to help prospective teachers to reduce their speaking anxiety but also to enable them develop awareness regarding the causes of anxiety to help their future students.

Teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler dünyanın her tarafından insanları birbirine daha da yaklaştırdı. Bu yakınlaşma İngilizce’yi ortak bir dil olmaya terfi ettirdi ve yeni dünyanın gereklerine uyum sağlama ihtiyacını doğurdu. Ancak, birçok faktörün yanı sıra duyuşsal faktörler yeni bir dil öğrenmenin ve konuşmanın önünde engel teşkil etmektedir. Bu duyuşsal faktörlerden bir olan kaygının dil öğrenim sürecinde önemli bir rolü bulunmaktadır. Dil öğrenme kaygısı üzerine yapılan araştırmaların çoğu dil öğrencilerini ele almaktadır; fakat İngilizce öğretmen adaylarının konuşma kaygısı nadiren olarak çalışılmıştır. Bu yüzden, bu çalışma Türkiye’de bir devlet üniversitesinde öğrenim gören İngilizce öğretmen adaylarının kaygı seviyelerini araştırmayı hedeflemektedir. Sıralı karma-yöntem olarak desenlenen araştırmada nitel ve nicel veriler birinci ve dördüncü sınıf öğretmen adaylarından toplanmıştır. Nicel veriler 117 katılımcıdan bir anket yoluyla toplanmış daha sonra bunların içerisinden 10 kişi ile karşılıklı görüşme yoluyla nitel veriler elde edilmiştir. Sayısal veriyi analiz ederken ikili ve çoklu karşılaştırmalardan yararlanılmıştır. Nitel veriler ise içerik analizi ile analiz edilmiştir. Bulgular İngilizce öğretmen adaylarının konuşma kaygısının orta seviyede olduğunu ama birinci sınıf öğrencilerinin kaygı seviyesinin dördüncü sınıflardan daha yüksek olduğunu göstermiştir. Cinsiyete ve mezun olunan lise tipine göre öğretmen adayları arasında istatistiksel farklar bulunmuştur. Dil yeterlilik seviyelerinin de konuşma kaygısı üzerinde istatistiksel olarak önemli bir etkisi olduğu ve dil yeterlik seviyesi azaldıkça konuşma kaygısının arttığı görülmüştür. Görüşme sonuçları öğretmen adaylarının bakış açısından konuşma kaygısının nedenlerini ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın sonuçları sadece öğretmen yetiştiriciler için öğretmen adaylarının konuşma kaygılarını azaltmalarına yardım etmek için değil aynı zamanda öğretmen adaylarının konu ile ilgili farkındalık geliştirip ilerideki öğrencilerine yardım edebilmeleri açısından da önem taşımaktadır.