Camsı yapıdaki porselen karo sırlarına granüle frit katkılarının araştırılması
Künye
Sarı, K. (2022). Camsı yapıdaki porselen karo sırlarına granüle frit katkılarının araştırılması. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale.Özet
Son 10 yılda karo üretim teknolojilerinin hızla gelişmesi sebebi ile porselen karo üretimleri ülkemizde ve dünyada paralel şekilde artmıştır. Çünkü artık gelişen teknoloji ile birlikte daha büyük ebatlı ve daha gerçekçi yüzey desenlerine sahip ürünler, yüzeyleri de parlatılarak al benisi yüksek şekilde üretilebilmektedir. Yüksek parlaklığa sahip bu karolarda ana problem parlatma prosesinden sonra açığa çıkan porlardır. Porlar lekelenme direncinin düşmesine sebep olduğu gibi özellikle orta/koyu renkli karolarda büyük çaplı porların içine dolan nano wax ile de estetik kaygılara yol açmaktadır. Waxlar beyaz silika taneciklerinden oluşmaktadır ve orta/koyu renkli karo yüzeylerinde beyaz küçük noktacıklar ile estetik görüntüyü olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada amaç bahsi geçen transparan sır kompozisyonuna granüle frit katkısı yapılarak por kontrolü için optimum kompozisyonu yakalamaktır. Bu amaçla standart bir porselen karo sırı baz alınıp, içerisine aşamalı olarak granüle fritler katkılanmış ve yüzey-por ilişkisi incelenmiştir. Çalışma 3 aşamada gerçekleştirilmiş olup; ilk aşamada farklı granüle fritler, ikinci aşamada farklı tane boyutlarında granüle frit, üçüncü ve son aşamada ise farklı oranlarda granüle frit katkılarının yüzeye etkisi ele alınmıştır. Granüle frit katkılarının camsı faz oranını artırdığı tespit edilmiştir. Birinci aşamada baz sıra katkılanan A, B ve C fritleri arasından B granüle friti sırın sinterleme sıcaklığını artırmıştır. Artan sinterleme sıcaklığı sinterlenme aralığını genişletmiştir. Por boyutları B friti ile 30 mikron ortalamaya indirgenmiş ve tabana yakın konumlanmıştır. İkinci aşamada 100-120 mikron boyutlarında granüle frit katkısının daha büyük tane boyuta sahip fritlere göre daha fazla camsı faz oluşturduğu tespit edilmiştir. Son aşamada ise optimum seviyenin ortalama %20lerde olduğu bu seviyenin üzerine çıkıldığında yüzeyde değişim yaratmadığı belirlenmiştir. Due to the rapid development of tile production technologies in the last 10 years, porcelain tile production has increased in parallel in our country and in the world. Because, with the developing technology, products with larger sizes and more realistic surface patterns can be produced with high gloss by polishing their surfaces. The main problem of high gloss tiles is the pores exposed after the polishing process. Pores cause a decrease in staining resistance, as well as aesthetic concerns with nano wax, which is filled into large pores, especially in medium/dark colored tiles. Waxes consist of white silica particles and negatively affect the aesthetic appearance with small white dots on medium/dark colored tile surfaces. The aim of this study is to achieve the optimum composition for pore control by adding granulated frit to the aforementioned transparent glaze composition. For this purpose, based on a standard porcelain tile glaze, granulated frits were added into it gradually and the surface-pore relationship was investigated. The study was carried out in 3 stages; in the first stage, different granulated frits, in the second stage granulated frit in different grain sizes, and in final stage, the effect of granulated frit additives at different rates on the surface are discussed. It was determined that granulated frit additives increased the glassy phase ratio. Among the frits A, B and C, which were doped in the first stage, the granulated frit B increased the sintering temperature of the glaze. Increasing sintering temperature widened the sintering range. The pore sizes were reduced to 30 micron average with frit B and positioned close to the bottom. In the second stage, it was determined that 100-120 micron granulated frit additives formed more glassy phase than frits with larger grain size. In the last stage, it has been determined that the optimum level is around 20% on average, and when it is exceeded this level, it does not cause any change in the surface.