Acquiring, practicing, and retaining knowledge through learning and teaching processes : an experiment of MOODLE based academic vocabulary acquisition
Künye
Levent, U. (2014). Acquiring, practicing, and retaining knowledge through learning and teaching processes : an experiment of MOODLE based academic vocabulary acquisition. Yayımlanmamış doktora tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale.Özet
The present study is a work that penetrates into the basics of educational philosophies and psychology, while focusing on the didactic model 'Learning through Teaching' in an empirical investigation of acquisition and retention of vocabulary from the Academic Word List, facilitated by CALL tools and ICT artefacts. The study aimed at revealing whether the traditional 'doing exercises' (LtDE) or the unconventional 'preparing exercises' (LtPE) mode helped participants learn and retain more vocabulary knowledge. Additional observations were made related to enjoyment and flow experiences of the learners during the activities, which were technology enhanced and organised in task-based approach that necessitated formative rather than summative evaluation that depends usually on exams. In addition it was aimed to generate new models of education, class(room), and FL vocabulary learning that would be in line with the postmodern philosophies and changing trends and innovations. The study adopts mixed research methodology by conducting both quantitative and qualitative data throughout the study. A quasi-experimental design with selective and eliminative pre-tests, and comparative post-tests and delayed post-tests was administered to collect the quantitative data whereas questionnaires, interviews, and the diaries of the researcher served as sources of the qualitative information, which enabled triangulation. The tests were prepared and applied by the help of MOODLE software, while the questionnaires were prepared by Google Documents and applied online either through the official website of the study (www.e-learnlanguage.com) or the weblog (www.leventuzun.wordpress.com) that were used to announce and implement the tasks in the Educational Technologies and Materials Development course in the Faculty of Education, ELT Department at Uludag University, Bursa, Turkey in the 2012-2013 educational year. The participants were forty second-year university students (12 male and 28 female) whose age ranged between 20 and 23. In addition, four ELT professionals who were also consulted throughout the treatment processes participated in the piloting of the instruments. The results indicated clear advantages of learning by teaching model that was activated through preparing exercises setting. It has been detected that although there was no significant difference in the vocabulary acquisition rate between the control (LtDE) and experiment (LtPE) groups, the experiment group significantly surpassed the control group regarding the vocabulary retention rates. In addition, positive observations were recorded concerning the learners' enjoyment of and attitudes towards digital environments and applications when these also matched their beliefs and expectations. It has been concluded that non-conventional or postmodern philosophies of education, and learner-centred educational approaches hold serious advantages especially when blended with technology artefacts that need to be exploited more extensively and deeply not only by educators but also by the policy makers in order to meet and satisfy the needs, interests, expectations, and tendencies of the new generation 'digital natives' learners. Bu çalışma, Akademik Sözcük Listesinden kelimelerin bilgisayar destekli dil öğrenme araçları ve bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla öğrenilip akılda tutulmasını deneysel bir çalışmayla inceleyerek; öğretici bir model olan 'Öğreterek Öğrenme' yöntemine odaklanan, eğitim felsefeleri ve psikolojisi alanlarını derinlemesine inceleyen bir araştırmadır. Çalışma, geleneksel 'alıştırma yapma/çözme' (AYÖ) ile alışılmamış 'alıştırma hazırlama/tasarlama' (AHÖ) usullerinden hangisinin sözcük öğrenimi ve akılda tutulması bakımlarından öğrencilere daha fazla katkı sağladığını ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Buna ilave olarak, teknolojiyle pekiştirilmiş fakat sınavlara dayanan sonuca odaklı yaklaşım yerine görev odaklı ve süreci değerlendiren yaklaşım etrafında organize edilmiş aktiviteler süresince öğrencilerin hoşlanma-eğlenme ve kendilerini iyi hissetme (psikolojideki 'flow' tecrübesi- yüksek seviyede ve uzun süreli motivasyon ile katılım) durumlarına odaklı gözlemler yapılmıştır. Ayrıca, postmodern felsefelerle ve değişen eğilim ile yeniliklerle uyumlu olabilecek yeni eğitim, sınıf ve yabancı dil öğrenme modelleri ortaya koymak da amaçlanmıştır. Araştırma, çalışma süresince hem nicel hem de nitel veri toplanması bakımından birleşik araştırma yöntemini kullanmıştır. Nicel verilerin toplanmasında eleyici ön testler ve karşılaştırıcı son testler ile ertelemeli son testler yarı deneysel bir tasarım içerisinde kullanılırken; çapraz denetleme (karşılıklı ilişki izleme ve üçgenleme) sağlayan nitel bilgilerin toplanmasında anketler, röportajlar ve araştırmacının günlükleri kaynaklık etmiştir. Testler MOODLE yazılımı yardımıyla yapılıp uygulanırken; anketler Google Dokümanlar yardımıyla hazırlanarak çevrimiçi olarak ya çalışmanın resmi web sitesi (www.e-learnlanguage.com) üzerinden veya 2012-2013 öğretim yılında araştırmacı tarafından Uludağ Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İngiliz Dili Eğitimi Bölümünde Eğitim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı dersinin görevlerinin duyurulduğu ve yürütüldüğü web bloğu (www.leventuzun.wordpress.com) aracılığı ile uygulanmıştır. Katılımcılar, yaşları 20 ile 23 arasında olan kırk (12 bay 28 bayan) üniversite ikinci sınıf öğrencisidir. Ayrıca, çalışmanın uygulama safhalarında kendileriyle istişare edilen ve veri toplama araçları yapımının pilot çalışmasında yer alan dört İngiliz Dili Öğretimi uzmanıdır. Sonuçlar, alıştırma hazırlama ortamı ile yürütülen öğreterek öğrenme modeli lehine net avantajlar ortaya koymuştur. Kontrol grubu (AYÖ) ile deney grubu (AHÖ) arasında sözcük edinimi oranları bakımından önemli bir fark tespit edilmemekle birlikte, deney grubunun kontrol grubunu sözcük bilgisinin akılda tutulma oranı bakımından önemli bir oranda geride bıraktığı görülmüştür. İlave olarak, dijital ortam ve uygulamalar konusunda kendilerini iyi hissetmeleri ve eğlenmeleri bakımından, inanç ve beklentileriyle örtüştüğü zaman öğrencilerde olumlu gözlemler kayıt edilmiştir. Alışılagelmemiş veya postmodern eğitim felsefelerinin ve öğrenci merkezli eğitim yaklaşımlarının, özellikle teknoloji araçları ile harmanlandığında, ciddi avantajlar barındırıp sundukları ve 'dijital yerliler' olarak tabir edilen yeni nesil öğrenenlerin ihtiyaç, ilgi, beklenti ve eğilimlerini karşılamak ve onları tatmin etmek için bunların sadece eğitmenler tarafından değil, aynı zamanda eğitim politikalarına yön verenler tarafından daha yoğun ve derinlemesine istifade edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.