Türkiye’de Dördüncü Balıkçı Gemisi Geri-Alım Programının Analizi
Citation
Ünal, V., & Göncüoğlu, H. (2020). Türkiye’de Dördüncü Balıkçı Gemisi Geri-Alım Programının Analizi. Çanakkale Onsekiz Mart University Journal of Marine Sciences and Fisheries, 3(1), 38-44. https://doi.org/10.46384/jmsf.739631Abstract
Bu çalışma, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan bir tebliğ ile uygulamaya geçirilen dördüncü balıkçı gemisi geri-alım programını değerlendirmektedir. Programda 22,4 milyon Turkish Lira karşılığında, toplam 213 balıkçı gemisi geri alınmıştır. Çalışmanın verileri, oransal örnek hacmi dikkate alınarak gemi sahiplerinin %24,4’üyle yapılan görüşmelerden elde edilmiştir. En fazla gemi alımı; Marmara (%39), en az gemi alımı da Ege bölgesinden (%12) yapılmıştır. Programa, 10,00 m-12,00 m arası 213 balıkçı gemisi başvurmuş ve bunların geri-alımı gerçekleşmiştir. Devredilen gemilerin tamamı küçük ölçekli balıkçı gemisi kategorisinde yer almaktadır. Bu gemilerin %30’u, yılda 120 günden az, %46’sı ise 120-239 gün arası avcılık yapmaktadır Yılda 240 günden fazla avcılık yaptığını bildiren balıkçıların oranı %24’tür. Balıkçı gemilerini devreden kişilerin %13’ü ikinci bir gemiye sahiptir. Programa katılan fakat gemisini verse de balıkçılıkta kalmaya devam edeceğini bildiren balıkçıların %78’si, geri-alım programından aldıkları destekleme ile yeni bir balıkçı gemisi alacağını bildirmiştir. Balıkçı gemilerinin %96’sı sezonluk veya sürekli mürettebat çalıştırmaktadır. Bu tayfaların %51’nin aile dışındaki kişilerden oluştuğu tespit edilmiştir. Bunlara ilave olarak, mürettebatın %46’sı balıkçılık sektöründe çalışmaya devam edeceğini açıklamıştır. Sonuç olarak, incelenen balıkçı gemisi geri-alım programının, balıkçı filosundan sayıca azaltma yapmak suretiyle; balıkçılıkta etkinliği arttırmak balık stokları üzerindeki baskıyı azaltmak ve sürdürülebilir balıkçılığı desteklemek gibi iddialı amaçları olduğu görülmektedir. Çalışmanın mevcut bulguları, programın amaçları doğrultusunda uzun dönemli olumlu etkiler ortaya çıkarmasının mümkün olmadığını göstermektedir. Bu nedenle, geri alım programlarının sonuç ve başarılarının detayları ile ilgili tüm değerlendirmeler otoriteler tarafından yapılmalı ve gelecekteki programlar gerekli düzeltmeler eşliğinde gerçekleştirilmelidir. In this study, the results of the fourth buy-back program in Turkey which entered into force by the “Notice of
Agricultural Support-Official Notice of Decommissioning of Fishing Vessels”, issued by the Directorate of Fishery and
Aquaculture of the Ministry of Agriculture and Forestry, was evaluated. In the program, a total of 213 fishing vessels were
taken back for a total of 22.4 million Turkish Lira. In this study, simple random sampling method was used to interview
24.4% of the fishing vessels owners. The highest number of buy-backs was in Marmara Region (39%), followed by the
Aegean (12%) Region. A total of 213 fishing vessels ranging 10,00 m-12,00 m meters in length applied for the buy-back
program which were all decommissioned. All of the buy-back vessels were in the small-scale category. Among those, 30%
of the vessels were in use for less than 120 days/year and 46% were fishing between 120-239 days/year. Among those, 24%
of the vessels were in use for more than 240 days/year. However, 13% of the owners who handed over their vessels also
owned a second boat. Seventy eight percent of the fishers who participated in the program stated that they would remain in
fishing even if they gave their vessels, and further indicated that they would buy a new vessel with the support they received
from the program. 96% of the fishers employed a crew on-board and 51% of their crew were not family members. In addition,
46% of the crew announced that they would continue to work in the field of fishery. In conclusion; the fourth generation buy-
back program had ambitious objectives such as reducing fishing effort, increasing efficiency in fishing, reducing pressure on
fish stocks and supporting sustainable fishing. Current findings indicate that it is not possible to produce long-term positive
effects. Therefore, all details of the results and the success of the buy-back programs should be evaluated by the authorities
and future programs should be put into practice with necessary amendments.
Volume
3Issue
1URI
https://doi.org/10.46384/jmsf.739631https://dergipark.org.tr/tr/pub/jmsf/issue/55763/739631
https://hdl.handle.net/20.500.12428/6435