Power relations in tertiary level English language education: An investigation on emotional labor and emotion regulation strategies
Özet
Bu çalışma, yönetici, öğretim görevlileri ve öğrencilerin duygusal emek ve duygu düzenleme stratejilerini inceleyerek, bir devlet üniversitesinin yabancı diller yüksekokulu hazırlık sınıfı programı bağlamındaki hiyerarşik organizasyon yapısındaki güç ilişkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, erkek ve kadın katılımcıların belirli duygusal emek ve duygu düzenleme stratejilerini nasıl kullandıklarını ve güç ilişkilerini nasıl kabul ettiklerini, reddettiklerini ve sürdürdüklerini anlamak için bir değişken olarak cinsiyet de araştırılmıştır. Karma yöntem araştırma deseninin kullanıldığı bu çalışmada nicel ve nitel veri toplama ve analizi yapılmıştır. Nicel verilerin toplanmasında yüzeysel rol yapma, derin rol yapma ve doğal duyguların ifadesi olmak üzere üç faktörlü Duygusal Emek Ölçeği ve bilişsel yeniden değerlendirme ve baskılama olmak üzere iki faktörlü Duygu Düzenleme Anketi kullanılmış, duygu emeği ve güç ilişkilerinin detaylı analizi için ise yarı yapılandırılmış görüşmeler kullanılmıştır. Araştırmanın nicel bölümünde 179 öğrenci ve 18 öğretim görevlisi, nitel bölümünde ise üç yönetici, üç öğretim görevlisi ve dokuz öğrenci yer almıştır. Nicel bulgular, katılımcıların duygusal emek stratejisi olarak çoğunlukla doğal olarak ifade edilen duyguları kullandıklarını, bu da doğal ve gerçek duygularını sergilediklerini gösterdi. Öte yandan katılımcıların bilişsel yeniden değerlendirme ve ifadeyi bastırma stratejileri konusunda kararsız kaldıkları görülmüştür. Ayrıca, cinsiyet ile ölçek faktörleri gibi diğer değişkenler arasındaki olası ilişkiyi belirlemek ve araştırmak için SPSS'de Pearson korelasyon analizi yapıldı. Cinsiyet ile duygusal emek ve duygu düzenleme stratejilerinin kullanımı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı (p > .05). Nitel veri analizi, katılımcıların duygusal emek stratejilerinin üçünü ve duygu düzenleme stratejilerinden ikisini kullandıklarını ortaya koydu. Katılımcılar, üstlerinden gelen baskıyla karşılaştıklarında gerçek duygularını gizlemek için yüzeysel rol yapmayı kullandılar. Öğrenciler için bu durum, mağduriyetlerini ve doğal duygularını hocalarına veya idarecilerine gösterirlerse dersten başarısız olacaklarını düşündükleri için mağduriyetlerini gösterememe durumları ile ilişkilendirildi. Ayrıca, öğretim görevlileri üstleriyle konuşurken duygularını bastırdıklarını, ancak olumlu ya da olumsuz fark etmeksizin öğrencilerine doğal duygularını sergiledikleri için yüzeysel rol yapma ve ifadeyi bastırma stratejilerini kullandıklarını belirtmişlerdir. Ancak, yöneticiler diğer duygusal emek ya da duygu düzenleme stratejilerinden daha çok kullanmak yerine doğal duygularını sergilediklerini belirtmişlerdir. Cinsiyete düşünüldüğünde, erkek katılımcıların daha sessiz ve duygularını bastırdıkları belirtilirken, kadın katılımcıların gerçek ve doğal duygularını başkalarına gösterme konusunda daha dışa dönük oldukları görülmüştür. Sonuçlar, toplumsal normların erkek ve kadın katılımcıların duygusal emeği kullanma şeklini etkilediğini ima etmektedir. Ayrıca, hiyerarşik iş akışında bir aksama olduğunda yöneticiler tarafından olumsuz duygular sergilendiği için, dört boyutlu güç YDYO bağlamıyla ilişkilidir. This study aimed to explore power relations in the hierarchical organization structure of a state university's school of foreign languages preparatory year program context by investigating emotional labor and emotion regulation strategies of administrators, instructors, and students. Furthermore, gender as a variable was also explored in order to understand how male and female participants used certain emotional labor and emotion regulation strategies and how they acknowledged, rejected, and maintained power relations. Using a mixed-method research design, quantitative and qualitative data collection and analysis took place in this study. Emotional Labor Scale with three factors, surface acting, deep acting, and expression of natural emotions, Emotion Regulation Questionnaire with two factors, cognitive reappraisal, and expressive suppression were used to collect quantitative data while semi-structured interviews were used to provide a detailed analysis of the emotion labor and power relationship. There were 179 students, and 18 instructors for the quantitative part of the study while the qualitative part involved three administrators, three instructors, and nine students. The quantitative findings revealed that the participants mostly used naturally expressed emotions as the emotional labor strategy, which indicated that they displayed their natural and genuine emotions. On the other hand, it was found that participants were undecided with regards to cognitive reappraisal and expressive suppression strategies to some extent. Pearson's correlation analysis was also run on SPSS to identify and explore possible relationship between gender and other variables, such as scale factors. No statistically significant relationship was found between the gender and the use of emotional labor and emotion regulation strategies (p > .05). The qualitative data analysis revealed that the participants used all three of the emotional labor strategies and two of the emotion regulation strategies. The participants used surface acting to hide their true emotions when they faced with oppression coming from their superiors. For the students, this was related to the circumstances in which they were unable to show their grievances because they thought that they would fail the course if they displayed their grievances and natural emotions to their instructors or administrators. In addition, instructors reported using surface acting and expressive suppression strategies since they suppressed their emotions while talking to their superiors, but they displayed their natural emotions to their students, regardless of them being negative or positive. However, administrators stated that they displayed their natural emotions, instead of using more of the other emotional labor or emotion regulation strategies. Regarding gender, male participants were indicated to be more silent and suppressing their emotions, while the female participants were considered to be more outward in terms of showing their true and natural emotions toward others. The results imply that societal norms effected the way male and female participants employed emotional labor. Also, four-dimensional power was relevant for the SFL PYP context since the negative emotions were displayed by the administrators when there was a disruption in hierarchical workflow.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=r4I1HnmXxFQovUpyAyUmxGHbzAwHMs3NysmRgs90gtGUTLi0an9563hH4eOzmy6qhttps://hdl.handle.net/20.500.12428/5185