Orta Tunç Çağı'nda Ege Karadeniz arasındaki ticarette Bathonea: bir aktarma limanı modeli
Citation
Aydıngün. H. (2019). Orta Tunç Çağı'nda Ege Karadeniz arasındaki ticarette Bathonea: bir aktarma limanı modeli. Yayımlanmamış doktora tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale. ÖzetAbstract
Bu doktora tez çalışması İstanbul Boğazı'nın yaklaşık 20 km batısında Marmara Denizi'ne bakan Trakya'nın güney kıyısında önemli bir nokta da yer alan Bathonea yerleşiminde 2013-2015 yıllarında yapılan kazılar sırasında ele geçen M.Ö. 2. bin yıla ait buluntu grubunu irdeler. Hitit karakteri yansıtan seramik ve metal figürinler, Kıbrıs ve Balkan kökenli bazı seramikler ve bol miktarda % 100'e yakın saflıkta kalay madeni kalıntıları ile kalayın elde edildiği temel cevherlerden olan kasiterit gibi buluntuları içeren M.Ö. 2. bin tarihli yeni bulgular Marmara bölgesinin bu bölümünde bu ana kadar bu dönemi yansıtan arkeolojik verilerin olmadığı göz önüne alındığında oldukça dikkat çekicidir. Özellikle Tunç Çağı'na adını veren alaşımın temel madenlerinden birisi olan kalayın bolca bulunmuş olması çok önemlidir. Yakın coğrafyada bulunmayan kalayın varlığı çok uzak erişimli ticareti işaret ederken, Bathonea limanlarında bulunmuş olması ise bu limanların Tunç Çağı sürecinde çok önemli olmaları gerektiğini önermektedir. Bu bakımdan bu tez çalışması sözü edilen yeni bulgular ışığında ve Bathonea'nın Küçükçekmece Göl havzası içinde bulunduğu stratejik açıdan önemli coğrafik konumu gereği Orta Tunç Çağı'nda Bathonea'nın bir tür aktarma ticaret limanı olabileceği üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu yönüyle Ege ve Karadeniz dünyası kültürleri arasında mevcut olan iletişim ağları içinde Bathonea'nın bu dönemde ticari malların taşınmasında boğazları kullanmayan, çok daha güvenli bir ulaşım ağı içinde önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. Orta Tunç Çağı'nda bir liman yerleşimi olarak Bathonea'nın stratejik önemi Orta Tunç Çağı'nda sahip olunan gemi teknolojilerinin öncülü Erken Tunç Çağı ve ardılı Geç Tunç Çağı'nda olduğu gibi İstanbul ve Çanakkale boğazlarını geçebilecek düzeyde olmaması sebebine kısmen bağlanmalıdır. Çünkü kargo yüklü bir ticari geminin Ege'den Karadeniz'e geçebilmesi Orta Tunç Çağı olarak mümkün görülmemektedir. Sanılanın aksine ters yönde gelen kargo yüklü bir ticari geminin, özellikle dönemeç ve değişken akıntılara sahip İstanbul Boğazı'nı geçebilmesi çok tehlikeli olduğu söylenebilir. Bu bağlamda bu doktora tez çalışmasında öncelikli olarak Orta Tunç Çağı boyunca kullanılmış olabilecek gemi teknolojisinin Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçebilme durumu olup olmadığının değerlendirmeyi amaçlar. İkinci olarak da Ege ve Karadeniz dünyalarında ticari ilişkiler geliştirebilecek veya ticari bir sistemin doğmasına sebep olabilecek kültürlerin var olup olmadığı konusu değerlendirir. Bu değerlendirmeler Erken Tunç çağı sonlarından itibaren uzun mesafeli bir ticaret ağının gelişmesine sebep olacak bir gemi teknolojisi olduğunu, Çanakkale ve İstanbul boğazlarının geçilememesi yüzünden bu sistemde aktif rol oynamadığını, alternatif rotalar üzerinden Ege ve Karadeniz arasında ticari malların iletildiği ve Karadeniz coğrafyasının sahip olduğu ticari değerler sayesinde önemli bir ticari ortak olması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu ticaret sistemi içinde Bathonea'nın limanlarının Orta Tunç Çağı'nda çok önemli bir görev üstlendiği önerilmektedir. This Ph.D. dissertation examines a second millennium BC assemblage excavated during the 2013-2015 field seasons at the site of Bathonea, situated on the southeastern coast of Thrace facing the Sea of Marmara, nearly 20 km west of the Bosphorus Strait. This assemblage, containing pottery and metal figurines of Hittite character, a Cypriot, Mycenaean and Balkan origin pot sherds, a serious quantity of pure tin, and the cassiterite is intriguing in view of the fact that finds representing this period has so far not been documented in this part of the Marmara region. Especially the existence the tin is very important due to the fact that it posits the existence of long range trade routes both towards east and towards northwest, also it proposes an important role to the harbors of Bathonea during the Bronze Ages. Based upon this newly discovered second millennium BC assemblage from Bathonea, as well as the site's geographically important location within the Küçükçekmece Lake Basin, it is argued here that the site may have acted as a port of trade within a network of trade during the Middle Bronze Age. The role of Bathonea as a port of trade in the Middle Bronze Age could in part have derived from the incapacity of the ships that could made it through the straits of the Dardanelles and Bosphorus, a case that was also prevailing during the periods both preceding and succeeding the Middle Bronze Age. This is because it may have been nearly impossible for any commercial ship loaded with a cargo to pass through these two straits when sailing from the Aegean to the Black Sea direction or the opposite during the Middle Bronze Age. In addition, it is also very difficult for a similar commercial ship with a cargo to sail within the Bosphorus which is defined with strong currents. In this context, one of the aims of this dissertation is first to evaluate the ship technology that could have been provided the communication between the Aegean and the Black Sea through the straits of Dardanelles and the Bosphorus during the Middle Bronze Age. Secondly, it aims to demonstrate whether there were cultures that could develop commercial relationships and networks of exchanges based on mutual benefits in the Aegean and Blacks Sea realms. These assessments in return will show that a required ship technology that would allow a long-distance exchange network to develop already took place towards the end the Early Bronze Age. It is argued that the straits of the Dardanelles and the Bosphorus do not appear to have played active roles within the networks of maritime communication networks during the Middle Bronze Age, while alternative commercial routes involving the distribution of goods that tied the cultures of the Aegean and Blacks Sea realms together might have existed during this period. In this system, the Blacks Sea area is viewed as a raw-material rich zone with which Aegean cultures opted to develop commercial relationships during the Middle Bronze Age. In this Middle Bronze Age network of trade that has its beginnings as late as the later parts of the Early Bronze Age, sites such as Bathonea may have played key role during the movements of commercial goods between the seas of Marmara and the Black Sea in order to escape navigating the straits of Dardanelles Bosphorus.