Ruhun Yeniden Dirilmesi Unsuru Üzerinden Zerdüştlük–Yahudilik Etkileşimi

Abstract

Farklı dini geleneklerde ölüm sonrasına dair inançları incelediğimizde kimi zaman bunların birbirine yakın anlatımlar içerdiğini görmekteyiz. Özellikle ruhun yeniden dirilmesi birçok gelenekte bulunan ve oldukça benzer anlatılar içeren unsurlardan birisidir. Coğrafi olarak yakın bölgelerde ortaya çıkmış olan Yahudilik ve Zerdüştlük dinleri, Babil sürgünü ile adeta iç içe bir yaşam tecrübesine sahip olmuştur. Araştırmamızda ruhun yeniden dirilmesi unsuru üzerinden bu iki dini geleneğin etkileşimini konu edinmekteyiz. Yahudiliğin teşekkülünde çok önemli bir yeri bulunan Babil sürgününün Yahudi eskatolojisini ne denli etkilediğini hem Zerdüştlük hem de Yahudilik metinlerindeki öğretilerle karşılaştırma yoluyla incelemeye çalıştık. Genel yaklaşımın aksine ruhun yeniden dirilmesi hususunda Zerdüştlükten Yahudiliğe doğru kesin ve belirli, bir unsur ve gelenek geçişinin olmadığını idrak ettik.

When we examine beliefs after death in different religious traditions, we sometimes see that they are close to each other. Especially the resurrection of the soul is one of the elements which are found in many traditions and contain very similar narratives. The religions of Judaism and Zoroastrianism developed in geographical regions close to each other, experiencing life intertwined with the Babylonian exile. In our research, we study the resurrection of the soul about interaction of these two religious traditions. We tried to examine by comparison the extent to which the Babylonian exile Jewish eschatology, which has a very important place in the formation of Judaism, affected both the Zoroastrian texts and the teachings of the resurrection in Judaism. İn our article, we will study about the orijin of resurrection in Judaism and it’s changes on Zoroastrian texts. Contrary to the general approach, we have realized that there is no transition from Zoroasterism to Judaism about the resurrection of the spirit.